Sarımazı


Belen, hiking, flowers - Uploaded by Niedländer on panoramio.com

Çocukluğumuzun en güzel anılarına mekan teşkil eden bu özel ve güzel yer benim için mutlu anılar ve sonrasında kaybetmenin verdiği hayal kırıklığıyla karışık tarifi sor duygular yaratıyor. O dönemi benimle birlikte yaşayanlar da benzer şeyler hissediyor ki www.sarimazipostasi.com diye bir web sitesi oluşturup o dönemleri anlattık, anıları, fotoğraf ve filmlerimizi paylaştık.



Bize adeta Vietnam ormanları gibi gelen Sarımazı Cırtıman yolu sonundaki o dereye inişlerin içimde yarattığı heyecan, sonradan doğa yürüyüşleri sırasında tekrar canlanmıştır. Doğaya olan tutku ve saygım, belki de bu macera arayışları sırasında yeşerdi.

Sarımazı Şato'nun bahçe dışında, kümesin karşısına yapılan üstü açık ağaç evimiz, orada geçirdiğimiz saatler içimizi inanılmaz bir coşkuyla dolduruyordu. Ağaç evimizde hissettiğimiz özgürlük ve kendine güven duygusu, belki şu anki kişiliğimizin temellerini oluşturdu..

Balkon sohbetleri, uzanıp saatlerce yıldızları izlemek, E.T'nin eli ve diğer 'meşrubat araklama' harekatları, ruh çağırma seansları, playback'ler v.s..

Bisiklet, voleybol, basketbol, futbol, uçurtma sevgimiz orada şekillendi. En çok da bir arkadaş grubunda olmanın size sağladığı inanılmaz güven ve mutluluk duygusu. Bize çok kolay gelen, ancak sonra büyüyüp de gerçek dünya ile tanışıp, karşılaştırma fırsatı bulunca 'zorluğunu' anladığımız dostluklar ve maceralara ev sahipliği yaptı bu güzel yayla köyü.

Bir gün birine anlattım biraz o günleri.. Bana, 'Sen cennette mi büyüdün yoksa?' dedi. Galiba öyle olmuş. Biz cennette büyümüşüz, farkında olmadan.

Meyve ağaçlarının ortasından, koşarak, ayakkabımın içine tozlu toprak dolarak yarı kayarak yarı koşarak dereye inerdim. Meyve ağaçlarının dibindeki sınırı geçince, yeşerirdi her yan. Dışarıdan görünmeyen bir yeşil örtünün altında kaybolurduk. O zaman kendimizde kaybolurduk. Arkadaşlarımla gitmeyi de seviyordum ama o dere yolunda kendi başıma ilerlerken ayrı bir haz duyuyordum. Gizliden gelişen 'özgürlük duygusu'...

Dereye inip sağa doğru dönüp bir süre ilerlersek, suyun yaz döneminde iyice azaldığı için ortadan ip gibi akarak genişleyen dere yatağının kuru ve büyük taşlardan ibaret kaldığı orta bölmeye gelirdiniz. Ama oraya gelene kadarı epey bir Vietnam görünümünde otları, çalıları yara yara ve bazen derenin sularının üstünden atlayarak geçilirdi. Dere yatağının genişlediği ve kuru bir görünüme sahip olduğu bu bölüme 'orta' dememin nedeni, Cırtıman sapağından ayrılan ve bizim şatomuzla son bulan yolun tam ortasına denk geliyor olması. Aslında o şose yoldan ayrılarak ve üzerinde saatler geçirdiğimiz geniş incir ağacının oradan da inilebilirdi bu bölmeye. Ancak o zaman evden uzaklaştığımız belli olurdu. Oysa dereye gittiğimiz zaman evin yakınlarında olduğumuz izlenimine kapılırdı büyükler de ses etmezlerdi.

Sarımazı'daki ilk senelerimizde Evren'le benim, grubun en küçükleri olarak henüz 7-8 yaşlarında olduğumuz dönemlerde yapılmıştı o salıncak. Bu evin hemen yanında olan ve gene az da olsa uçuruma doğru sallandığımız salıncaktan farklıydı. O az önce sözünü ettiğim orta bölmedeki iri taşlar, hatta kayalarla kaplı dere yatağına inen yamaçta, sağlam bir çam dalına bağlanmış bir halat ile ucuna düğümlenmiş bir sopa parçasından ibaretti. Salıncakla kendinize yamaçtan bırakırsanız, aşağıdaki kuru dere yatağından, benim çocukluk hayalime göre 3-4 metre yukarıda sallanıyor olurdunuz. Şimdi düşünüyorum da en fazla 2 metredir diyorum ama sonuçta eğim nedeniyle düştüğünüz yerde kalamayacağınızdan epey bir can acıtıcı olurdu olası bir kaza. Tehlikenin arttırdığı zevk işte. Daha sonra o salıncağın küçük bir versiyonunu römorkun durduğu, bahçeye yakın bir noktaya yaptık. Ağaç evin hemen arkasına. Ancak bu salıncak da bir uçurum kenarında olmakla birlikte, altı boşluk değildi. En fazla uçurumdan biraz yuvarlanıp, bir çalıya takılırdınız ki neyse öyle de olsa bir kaza olmadı galiba.

O dönemde yaşadığım her şey, şu an geriye dönüp baktığımda yüzümde hep bir gülümseme oluşturuyor. Bana böyle bir çocukluğu yaşatan büyük - küçük herkese teşekkür ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder